8 Eylül 2010 Çarşamba

Deniz Görmeden Yaşayamıyorsan Rezillik Eşittir Ben Demektir.!

Bayram şekersiz olmaz kesinlikle.Ama yarın bayram olmasına rağmen evimizdeki şekerlik bomboştu.Ta ki ben doldurmayı düşünene kadar.
Hadi dedim.
bi iyilik yapıyım da bu bayram şekerleri ben alayım.Sanki başka işim gücüm yok.Annemi şaşırtıp böyle bir teklifte bulundum.Tabi kadınceğizin dili tutuldu önce,sonra canım kızım deyip sıkıca sarıldı bana.Ağlaştık birkaç dakika falan,demiycem tabi.Para verdi.Tamam git al dedi.Tabi benim esas amacım 'cafcaf' almaktı.Araya şekeri de şıkıştırı verdim.


1 saat sonra.

Elimde cafcafım,poşette şekerler minübüs beklemekteyim.
(şeker - poşet dikkat.!)
Bir tane geliverdi hemen.Hayret ki hiç düşünmeden hadi bineyim dedim.Genelde toplu taşıma araçlarına binerken,hayatımın kararını veriyomuş gibi düşünür,ince eliyip sık dokur ve tabanvaya talim ederim ya neyse konu bu değil
Bindim işte ayaktayım yani.Bi kadın yanındaki çocuğunu:kalk yavrum abla otursun.dedi.
Çocukta:abla oturcan mı ? dedi.
Bende: yok yavrum ben böyle iyiyim, aman sen rahatsız olma.! dedim.(gençlik nereye gidiyor böyle yarabbi.!) Neyse.

5 dakika sonra.
Bir koltuk boşaldı ben de oturdum.Şekerleri de yan tarafıma koydum,açtım cafcaf'ı artist artist bakınıyorum.Hani maksat birinin dikkatini çekerde,gider alırda,okurda,bağımlısı olurda,da da da işte.
Sonra pat pat gibimsi sesler geldi kulağıma ??
( Hakan Öztürk'ün yazısını bulmuş,okumaya koyulmuştum.yani zamanlama süper.)
Şeker poşetinin kaydığını hissettim,tutmaya çalıştım ama olmadı.Şekerler öylece yere dökülüverdi.İlk bir iki dakika,hadi yer yarılda içine gireyim modda kaldıktan sonra,toplamaya başladım.Sağolsun şoför dahil olmak üzere herkes yardım etti.
Bazılarıysa sırıtmakla yetindi neyse.Bayram arefesinden başlayan rezilliğimin,bayarmın çeşitli günlerinde tekerrür etmemesini umut ediyor ve yazımı bitiriyorum.(:
Herkese iyi Bayramlar.(:

NOT: şekerlik dediğin doluyken güzeldir..(:


Gün karanlıksa etrafın bulanıksa
Kaderin sana düşmansa benden çok da farklı değilsin
Yağmura saygın sonsuzsa aşka hiç inanmıyorsan
Zorla günleri sayıyorsan aynı kişi bile olabiliriz

4 yorum:

Adsız dedi ki...

Senin neyinedir şeker almak sevgili Münzevi'mmm benim.:D
Çok eğlendim okurken gerçekten,uğrayamıyorum pek buralara ama affola. asd.

Enes İLHAN dedi ki...

Ramazan olmasaydı dökülen her bir şekeri dolmuştakilere dağıtır sevap kazanırdın =) Bunun adı rezillik değil bence, tamam suratın kızarmış, elin ayağın birbirine dolanmış, kalbin o anın heyecanıyla küt küt etmiş olabilir ama benim ki bana göre daha kötü bir tecrubeydi münzevi. Küçükken fırından patlıcan kebabı getiriyordum fırında bize baya bi uzak ve yokuş aşağıydı. İki tepsi üst üstüne getirmeyi bedenim kaldıramamış olmalı ki bi anda elimden düşüverdi. Sokakta beni görenlerden bi anda tepsiyi de bırakıp kaçasım vardı ama öyle yapamadım ben. Bi de seninki şekermiş toplanabilir cinsten bende patlıcanlar yere düşmüştü ve de onları alıp alıp tepsinin içine atmıştım =( Dayağı da cabası olmuştu vesselam :)

Münzevi Kişilik dedi ki...

Çok sevgiLi asd:d Eda abLacığım "Çok eğlendin demek okurken" esefLen kınıyorum.Rezilliğim,utancım tavan yapmış yani burda,bu nasıL abLaLıktır:D?

Münzevi Kişilik dedi ki...

Ouvv seninki de kötüymüş Enes ya.:(
Ama yinede küçükmüşsün hem iki tepsi yani.Onları toplamak şekerleri toplamaktan çokca zor olmuştur eminim:)
Ama benimkinin tam bir
rezillik olduğu konusunda ısrarlıyım.Hatta hatırladıkça utanç duymaktan bıkmıyacağım bir anı belki.Şekerleri dağıtma fikrini de düşündüm ama o an ortamla bağlantım kopmuş,dilim tutulmuştu
diyebilirim yani.(: