24 Eylül 2009 Perşembe

Üzgünümdür hayli vesselam..!


Sona geldim.

Bitti herşey. Koskoca üç sene göz açıp kapayıncaya kadar geçti.Ve eminim bu sene de öyle su gibi akıp gidicek farkına varmadan.

Aslında bi son değil,gerçekten yeni bir başlangıç olucak bu seneden sonra.Tabi olamayabilirde.:(


Yeni bir seneye başladık,yepyeni bir eğitim öğretim yılı işte.Ama olmuyor hep bir burukluk,hep bir hüzün hakim her yere.Üzgünüm,üzgünüz belli edemesekte.Zamanı durdurmak,sarıp başa dönmek, belki bazı şeyleri değiştirmek,belki de doya doya yeniden yaşamk istiyor(uz)um o yılları.

Lise ne güzel şeymiş böyle...Ne güzel yıllarmış geçirdiklerimiz.İlk arkadaşlıklar,paylaşmalar,kardeşlikler.Geri dönmesi imkansız,hatırlandıkça gülümseten üç koca yıl.Bazen sıkılarak giderdim okula,bazen nefret ederdim hocalardan,sınıftan.Ama olsun kişiliğni bir türlü çözemediğim birçok hocayı,abuk sabuk tipleri,yazılı heyecanlarını herşeyi çok özliycem.Henüz ayrılmadım okuldan evet,bir senem daha var.Ama artık kendimi buralara ait hissetmiyorum. Arkama bakmadan uzaklaşmak istiyorum.Belki de kızgınlıktan üzüntüden sürekli sitem ediyorum .Neden, acı tatlı yıllarımı geçirdiğim,farkında olmadan sevdiğim ait olduğum okulumdan,sıramdan,arkadaşlarımdan ayrılmak zorundayım ya da neden bu kadar tutkuyla bağlandığım lise yıllarım beni acımadan ortada bırakıyor??.:(


İnanmıyorum, lise bitince herşeyin eskisi gibi olacağına, içimi en çok bu acıtıyo.Kendimi de biliyorum belki de ben ihanet edecim birçok güzelliğe,unutucam herşeyi.Yeni gelince eskiyi bırakıcam geçmişte.Mız mız çocuklar gibi hissediyorum kendimi.Günlerce ağlamak istiyorum yitirdğim,kıymetini bilmediğim güzelim yıllara.


Nefretle süzüyorum okulun yeni sakinlerini.Hepsi birer düşman gibi geliyor gözüme.Benim olan şeyler şimdi onların olucak,haksızlık değil mi bu..?? Birkaç ay sonra gidince biz uzaklara,onlar sahip olucak bizim olanlara.Aynı haksızlığı ben de yaptım bir zamanlar farkındayım.Ama hasssasım bu aralar,üzgünüm,bitkinim,kırgınım belki.Ayrılığı bekliyorum,belki abartıyorum,bilmiyorum.

22 Eylül 2009 Salı

Eskidendi,eskidendi ahh eskiden..



"Eski"...ne kadar itici bir kelime olarak gelir kulağa..Eski ,yeni gelince değerini yitirmiş,önemsenmeyen,köşeye atılmış, unutulmuş herşey.Kimi zaman bir kıyafettir eskiyen eski olan,kimi zaman anılar,dostlar...



"Eski" kelimesi ne kadar itici gelsede kulağa,aslında bambaşkadır eski.Yani gözlemlerime göre.Mesela; Ramazan geldiğinde çoğu kimseden hep şu cümleyi duyarız:"ahh nerede o eski ramazanlar" bu hep böyledir.Eski ramazanlar,eski bayramlar,eski dostlar,eski şarkılar,eski filmler...böyle sürüp gider.Eskiler güzeldir.Eski olduğu,geri dönülemiyeceği için mi yoksa kıymeti bilinmediği için mi böyledir henüz anlaymadım.Yani eskiden herşey güllük gülistanlık felan mıydı..?? Ya da herkes mutlu,herkes zengin,herkes istediğini yapabiliyor muydu..?? Eskiden bayramlarda,ramazanlarda çok farklı şeyler mi yapılıyodu.?? Bildiğin bayram işte,akraba ziyaretleri,bayram şekeri vs. Çok merak ediyorum.Ne var bu eski bayramlarda,dostlarda,şarkılarda,türkülerde...



Ben sanmıyorum yaşlanınca böyle cümleler kuracağımı.Şimdi neyse üç beş,beş on sene sonrada aynıdır.Yani heralde öyledir.Yıllar sonra görücem bunu.Kısacası bıktım artık eski muhabbeti dinleyip,ah çekmekten.! Tamam kabul eskiler belki çok güzel olabilir ama bu yıllarda fena sayılmaz yani xD
Belkide yanılıyorumdur eskiler başkadır bambaşka. Eski insanlar,arkadaşlıklar dostluklar,bayramlar,ramazanlar kısacası eski olan herşey güzeldir, eskiden.
hani herkes arkadaş
hani oyunlar sürerken
kimse bize ihanet etmemiş
biz kimseyi aldatmamışken
hani biz kimseye küsmemiş
hani hiç kimse ölmemişken
Eskidendi,çok eskiden
hani herkes arkadaş
hani oyunlar sürerken
hani çerçeveler boş
hani körkütük sarhoş gençliğimizden
hani şakılar bizi henüz bu kadar içitmezken
Eskidendi,eskidendi ah eskiden..
Sezen AKSU




19 Eylül 2009 Cumartesi

Geldim,döndüm,burdayım

Ohhhhhh ya.
Derin bir "oh" çekdikten sonra başlamak istemedim yazmaya.Çok uzun zaman sonra sanal dünyama kavuştum,mutluyum.Tamı tamına on altı gündür blog,msn,sözlük yüzü gördüğüm yoktu valla.:( Şöyle anlatmak gerkir ise; efendim, bundan çok çok zaman önceydi.Her zamanki gibi bilgisayarımı açmak için gerkli düğmeler başmış,beklemekteydim.Bekledim,bekledim,bekledim.Evet,farketmiştim çok fazla beklemiştim ters giden bir şeyler vardı,bilgisayarım çökmüştü.Oysa ben o gün ne umutlarla,ne hayallerle açmıştım bilgisayarımı.Boynu bükük, zavallı bir sokak kedisi gibi çaresiz, pc'yi kapatıp odaya geri döndüm.Babam hemen anlamıştı bilgisayarda bir problem olduğunu ve alaylı bir şekilde sorular yönelterek beni ezdikçe ezdi.:p "Böylesi daha iyi olmuş, zaten başından kalkmıyodun,artık daha iyi ders çalışırsın" dedi.Yani asıl söylemek istediği boşuna uğraşma,üzgün numarası yapma bilgisayarı yaptırmamdı.Neyse işte onaltı günün sonunda dün akşam kendisini ikna edbildim ve bugün pc'yi yaptırdı sağolsun.Bende hemen sanal dünyama daldım.Ne bileyim yine kolay mutlu oldum galiba ya.(: Sonra düşündüm, koskoca on altı gün geçmiş bir sürü şey olmuştur hepsini yazarım artık bloğuma diye.Ama acı gerçekle karşı kaşıya geldim.On altı gün boyunca ben hiç birşey yapmamışım.Koca bir hiç yani.:( Dershaneye git,eve gel,ders çalış,test çöz,uyu,kalk...vs.bunun dışında birkaç yeni akadaş,yeni insanlar( deişik kişilikler,hayatlar,dertler).Ve bir kez daha anladım ki; insanların hayatlarını,sorunlarını dinlemeyi çok seviyorum ya,böyle çok zevk alıyorum ne biliyim manyak mıyım ne..?? içimdeki "Güzin Ablaya" hakim olamıyorum bnde anlamadım.Karar verdim piskoloji,PDR felan okuyabilirim ya ,hiç fena olmaz.Belki de bu yüzden yeni bloglara haytlara bu kadar meraklıyım.Neyse artık eskisi kadar olmasada,mağlum "öss mağduruyuz"ya buralardayım.Yine basit mutluluklar için mutluyum.Sanal dünyama kavuştum,darısı tüm sevipte kavuşamayanların başına:P:P
"İçindeki korkak çoçuğu ileri doğru itekle"
Bilmiyorum neden yazdım ama bu ara boş bulduğum her yere bu şarkı sözünü yazmaktayım.Nedendir bilinmez bu aralar bu söz içimi öyle bir acıtıyo ki anlatamam. Benim içimdeki korkak çocuk o kadar derinlerdeki ne kadar itiklersem itikleyeyim ortaya çıkmıyo.Çünkü o, korkak,çekingen ve hatta belkide zavallı..:(:(

2 Eylül 2009 Çarşamba

Mutluluk öldü açlıktan edildi mağlup..







Yaşamak güzel şey...
Yanındaysa en sevdiklerin,mutluysan hep.
Masumiyet,samimiyet varsa hayatında
Yaşamak güzel şey..


Seven birileri varsa seni,sevebiliyosan birilerini
Özlüyorsan,bekliyorsan,acı çekebiliyorsan
Gitmek isteyip de gidemiyorsan uzaklara
İşte o anları yaşamak güzel şey.


Ağlıyabiliyorsan sık sık ve samimiyse gözyaşların
Birileri için üzülebiliyorsan,ağlıyorsan
Yalnızken bile varsa yanında birileri
Mutlu ol..!! Gülümse
O anları yaşamak,yaşamak güzel şey..

Bir ailen varsa yanında koruyan,kollayan
Uyandıran varsa sabahları uykundan
İlk görüşte aşık olabiliyosan..
Mutlu ol,mutlu et..!
Yaşamak güzel şey.

Herşey kötü gidiyorsa hayatında.
Umutsuz ve mutsuzsan hep.
Yine de Polyannacılık oynuyabiliyorsan kendi kendine,
Mutlu ol,mutlu et..!!
Sıcacık gülümse..
Çünkü hala umudun var bu hayatta demektir.(:


Bugün çizgifilm,çizgifilm dolaşırken ( küçük bir misafirimiz varda o yüzden yoksa artık izlemiyorum yani..:p) bir kanalda "polyanna"ya rastladım.Başladım izlemeye,tabi bizim ufaklığa pek çezbedici gelmedi.Bilmiyor daha Polyanna'nın nasıl bir zat-ı muhterem olduğunu.Çok etkilendim sanırım ve böyle bir şey yazasım geldi.Düşündüm de( evet sık sık yaparım bunu.) acaba Polyanna basit bir çizgifilm karakteri mi, yoksa koca bir efsane mi ..? Böyle gün içinde alaylı cümlelerde kullanırız ya "bırak şu polyannacılığı ya.."vs. acaba bize sıradan geldiği ya da ne biliyim çocukça geldiği için midir bilinmez hep polyannacılığı basit bir şey gibi yansıtırız.Belki de onu hep kıskandığımızdan,içten içe onun gibi olmak istemmizden kaynaklanıyordur bu,ha ne dersiniz..?? Ben itiraf ediyim,bugün bir kez daha anladım,Polyanna olmak isterdim şu hayatta..Bir çizgifilm efsanesini kıskanıyorum sanırım ,hemde çok.
Düşecek gibi oluyorum bir ara,yalnızım ya yok tutunacak dalım;)
(:(: