8 Aralık 2010 Çarşamba

Şah ile Sultan


"Sevgi gittiğim yerde mi,geldiğim yerde miydi? Sevgiyi nerede aramalıydım;kaybettiklerimde mi,bulacaklarımda mı..?

Herkese sevgi duyulur muydu? Kim gerçekten sever,kim gerçekten sevilirdi.?
İnsan hayatı boyunca sevgiyi mi aramalıydı .?

Saf ve temiz sevgi..

Buduktan sonra kolay kolay bitmemeliydi sevgi,karşılıksız olmalıydı her şeyden önce.

Kendini kaybetmek gerekti bu sevgi de belki.Yok olmak,sadece "o" olmak gerekti.
Sevgi herkese, her şeyeydi. Daha da arabeske bağlarsak "sevgi emekti."
Sevgiliye sunulan en temiz ve saf armağandı sevgi..

"Kişinin gönülde kendisi olmak başlangıcı,sevgilide kendisi olmak ise sonu olmalıydı."

Öfkelere hatalara yenilmemeliydi sevgi. Yarım kalmamalıydı ...

24 Ekim 2010 Pazar

Matine AraLarı..1

İlkel yaşamın doruklarındayım sayın blog..(: Sana içimi dökmeyi özledim valla.Hazır ol uzunca bir yazıya başlamak üzereyim.Mağlum üni.hayatına başlamış oldğumdan bahsetmiştim.Çok düşündüm,cesaretimi topladım,herkese tuhaf gelsede hayalimdeki kararımı verdim.Şimdilik şükür iyi gidiyor. Küçük,sakin,kendi halinde bir yaşam...

Üniversitenin ortamını,ordaki tuhaf durumları çıkarırsak her şey iyi.Alışık olduğum lise hayatından farklı bir ortam ama yine de burada benden çok var yani benim gibi insanlar çoğunlukta ve onları pürüz çıkarmadan her bölüme alıyorlar. Geçen seneden beri böyle ki şu an Marmara ve YTÜ'de de öyleymiş. Nasip,kısmet.Güzel yani.

Üniversitesnin bilmem kaçıncı haftasında olmamıza rağmen,kantine inememekte ve inmek istememekteydim.Ama geçn gün dayanamadım iniverdim işte.Çünkü toplu bir inişti. Mustafa abi falan da vardı sonra kızlar.Mustafa abi evli ve bir çocuk babası bir sınıf arkaşı olmaz.Sınıf abisi,sonra Sedat abi var, Sıdıka abla var ki o da bir çocuk annesi..(: Diğerleri yaşıt sayılır öyle.
Neyse indim kantine. Fonda özürlü bir şarkı,kimin ne yaptığı belli değil işte. Bir an önce çıkıp gitmek istiyorum. Ama ahh şu sakarlığım.Geçen de bahsetmiştim.Bir şeker mevzu olmuştu. İşte bu seferde öyle oldu.Şekerliği düşürdüm.Neyse ki bi arkadaş üstlendi sonra Mustafa abi hallettirdi sağ olsun.İnsan sakar olunca böyle oluyor işte blog:d
Lisede kantin demek ben demekti. Çilekli peki,katkat..(:
Ama orda kantin bize özeldi.Neyse detaya gerek yok.
Sabah 08:00 -akşam:17:00 okuldayım.Tabi aralar oluyor 3 saat felan.O aralarda şehrin bi başından,diğer başına yürüyorum.Zaten ne ki 20 dakika:p yok çok abarttım yarım saat falan işte.Sonra karnımı doyuruyorum.Gözlemee..:) Çamlıdaki anlılarımı hatırlıyorum.Ahh dostluk.Sonra geri dönüyorum.İşte nehir gibi bir şey var,su akıyor böyle.Etrafında ağaçlar,banklar falan var.Oturuyoruyorum birine,kulaklığımı takıyorum.Sago'm and kolo'm..Onlardan da habersizim ya neyse..:(
Dinliyorum.Düşünüyorum.Ne yapmalıyım.? Napıyorum?
Benden istenen ne? Küçük bi iç hesaplaşma.Etrafında amcacıklar ya da teyzecikler oturyor.Tuhaf tipler yok.Belki iki muhabbet ediyoruz.Kulaklık var ama söylüyorlar bir şeyler.Neyse:D Sonra okula dönüyorum.İstikamet kütüphane.Sessizlik,huzur.Okunulası kitap; "Güvercin Gerdanlığı" Mektup yazıyorum bir de. Hehe büş ve hatican yazmaya başlamış biLe.

Sonra.Kitapçılara bakınıyorum.Ya "caf caf" bile buldum hemen. Umudum yoktu ama buldum.Zaten karikatür dergisi olarak tek o mevcut burada.(:
Yeni filmeler vizyona girmiş.Merak etmekteyim işte blog. Şu "sosyal ağ" sanırım.Habertürkte yazan bir bağyan tavsiye etmiş.Ama sinema yok yani:P Artık bayrama İstanbul'da halledeceğiz onu inş(:
Özledim az yani .
Sonra burada çekinmeden girebiliyorum mağazalara Ali hoca haklı çıktı.Yaradı burası bana he bir de yürümek tabi.Ama istisnalara sözüm yok.( bknz:istisna)
İŞte bir manav amca var, onun da kızı okuyomuş.Ankara'dan gelmiş felan işte.Sonra marketteki abi,İstanbula göç etmeyi düşünüyomuş. Yapma etme dedim ama..yok yani. Bir de "caf caf" satan abi var. O da bizden yani:p Şimdilik sosyal çevrem böyle yani.Bakalım.Kalmak ya da kalmamak benim seçimim.Bir de yalnız takılabilsen "Bayan Münzevi".Noldu.? Atıp tutmalarına.?? neyse mutluyum ve rahatım şükür.Hadi hayırlısı blog..(:

Sansür perdesinden bir alıntıyla bitiriyoruz yazımızı;
Kime ne ki ben kimim?
Nereye yürüyorum.?
Gönlümün bahçesine günde kaç çiçek dikiyorum..?
Aynamın cadısına günde kaç selam veriyorum..?
Evimin hangi odasında ölmek istiyorum..?
Ben de bilmiyorum..?

Kimene??

6 Ekim 2010 Çarşamba

Hayat Kime Nedir??

Sevdiklerimden uzakta yeni bir hayata başlangıç...Yeni bir ev,yeni okul,'insan' lar vs felan işte.
Ne umdum,ne buldum sözünün en bariz öğreniğini yaşamaktayım.Yani "hayat bana zor gibi" İnşallah geçer ama.
Neyse.

Eğer ailenizden ilk kez ayrılıyorsanız,bu ayrılık kısa süreli dahi olsa "Hayat size zordur" . Evet zorda yani.

Farklı bir şehirde "potansiyel yabancı" olarak dolanıyorsanız,özgüveniniz sıfırın altında ise ve her girdiğiniz market vb yerde şu tip diyaloğlar yaşıyor iseniz;

-kızım memleket nere senin?
aa bak benim bilmem neyimde oraLı,tanırsn.
-Yok amca,ben pek şey tanımam kimseyi.
-Nerden geldin ki sen?
-İstanbul.
-Benim yeğende orda okuyor.
Yaa amca tamam tanışalım da.Böyle değil.(Başka nasıL tanışılıyosa sanki.)
Eğer böyLe durumLar ile karşlaşıyor iseniz;"hayat size sıkıcıdır."

Eğer evinizin en küçük bireyi iseniz ve körpe yaşınızda teyze,hala vs oldu iseniz,sevimli mi sevimli yeğencikleriniz varsa ve onlardan ayrılmak zorunda kaldı iseniz ki bu evlat acısının bir alta vesiyonudur yani."hayat size dramdır".
Sonra

"Oh be ailemden ayrıldım" yaşasın özgürlük vs gibi salak triplere girmiyorsanız.Tuhaf davranışlarınız var ise "hayat size boştur" yaşamayın bence.

sonra..

Eğer yemek seçme gibi salak şaçması bir huy bozmanız var ise;"hayat size zordan ötedir yani".

Son olaraktan.

Her şeye rağman en umulmadık anlarınızda,sevdiklerinizin sesini duyuyor ve onlardan gülümseten mesajlar alıyorsanız;" Hayat size güzeldir" ki bu hepsine değerdir.

NOT: ilkel yaşıyorum bu aralar.İnt cafeden yazmaktayım blogcum. En kısa zamanda her şey düzelecek inşallah

Hadi selametle.

27 Eylül 2010 Pazartesi

Yaklaş Bana Yanmazsın..


Neden aynı gezegende yaşadığı halde,birbirLerinden habersiz göçüp gider insanLar..?


"Biz" öyle olmasak olur mu..?..

-Olsun lütfen.."Ayırt et beni,farket beni,bardak gibi kır bırak beni ama bırakma beni" diyordu bir şarkıda.


Bir sürü insan var dünyada .Çıtayı düşürmek gerekir ise etrafımda birçok insan var.BazıLarını çok yakından tanıyorum,dostlarım,arkadaşlarım işte.Bazılarını sima olarak tanıyorum,görmüşlüğüm var sadece, belki iki kelam etmişizdir.Bazılarının ismini biliyorum sadece, belki hayatından bir iki tutam okumuşluğum var.Bazılarının sadece varlığından haberdarım,ki bu yetiyor şimdilik.

Tek bi kişi değil belki. Birçok kişi.

Yolda gördüğüm bir yüz,duyduğum bi isim , farklı bir paylaşım sahibi, bir Sago dinleyicisi,aynı kitabı okuduğum kız,aynı düşünceyi paylaştığım ve varlığından haberdar olmakla yetinmediğim herkes. Bir sürü kişi var böyle.Birden habersiz hayatımın içine aldığım.Aslında..

Bilmiyorum.Tuhaf işte.Saçma.

Öyle yani. Ne yazcaktım ne oldu.


Neyse..

Sonucu Sago ile bağlıyoruz ;


şu an beni dinlediğini biliyorum,

seni görür gibi oluyorum,

analiz ediyor yazıyorum,

açımı bulup çiziyorum,

gözümü siliyor yanıyorum,

düşünü biliyor üşüyorum,

ama bir çözüme varıyorum, dinle !..







10 Eylül 2010 Cuma

Mutlak Hiçlik.!!!

"Felaket diye bir şey yoktur,kaçınılmaz olan vardır..
Paulo Coelho.


Dr Mavi :Onu buraya getiren şeyin ne olduğunu sordu.Süreyya bir süre durakladı.Sonra,"Buraya kaybettiklerimi bulmaya geldim" dedi.


Gerçekte insan her an kendini aşmalı,kendisine varoluş imkanı tanıyan Mutlak Varlığa yönelmeli,O'na dayanmalı,varlığını ve tüm varlıkların varlığını O'ndan bilmeli,kendi gerçekliğinin,gücünün sınırlarının farkında olmalı değil miydi? Süreyya'nın yanılğı noktalarından biri de buydu.Kendi sınırlarını,mutlak bir hiçlikle başlayan ve biten gücünü kuvvetini hiçlik sınırlarından çıkaran benliğinin oyununa gelmişti.

Süreyya'nın benliği Yaratıcının kediye hayat bağışlamasını,onun her ihtiyacını görmesini,her an onunla ilgilenmesini,ona en güzel biçimin vermesini,tüylerini olabilicek en güzel şekilde yaratmasını görmezlikten gelip,kedisi için yapabildiği tek şeyi yani onu besleme fiilini-ki o da Yaratıcının verdiği ikram etme,yardım etme,merhamet ve şefkat etme duygularından dolayı gerçekleşiyordu-tümüyle kendine mal etmiş,bu fiili sahiplanmişti .Kedisi iyiyken,sağlıklıyken,onun büyümesini sahiplenirken yani'işler yolunda giderken' Yaratıcıyı unutuyor;kedinin başına bir hastalık geldiğinde ise Yaratıcıdan yardım istiyordu.Kedi sağlıklı iken kedinin sahibi sanki Süreyya idi.Süreyya,Neptün'ü bahçesinde bulmuş olmasına,onun varoluşun ahiçbir katkısının olmamasına,onu bahçesinde görene dek Neptün diye bir varlığın farkında dahi olmamasına rağmen,Neptün benim kedim demişti.O sağlıklıyken Süreyya'nın kedisiydi de,hastalanınca mı sahibi Yaratıcı olmuştu.??
Ay terapisi-Mustafa Ulusoy


En basitinden böyle işte.Etkiledi beni yazdım buraya.Zaten bu adam ne yazsa etkilenirim.öyle işte blog işaretler felan. ille de piskoloji.s.s

8 Eylül 2010 Çarşamba

Deniz Görmeden Yaşayamıyorsan Rezillik Eşittir Ben Demektir.!

Bayram şekersiz olmaz kesinlikle.Ama yarın bayram olmasına rağmen evimizdeki şekerlik bomboştu.Ta ki ben doldurmayı düşünene kadar.
Hadi dedim.
bi iyilik yapıyım da bu bayram şekerleri ben alayım.Sanki başka işim gücüm yok.Annemi şaşırtıp böyle bir teklifte bulundum.Tabi kadınceğizin dili tutuldu önce,sonra canım kızım deyip sıkıca sarıldı bana.Ağlaştık birkaç dakika falan,demiycem tabi.Para verdi.Tamam git al dedi.Tabi benim esas amacım 'cafcaf' almaktı.Araya şekeri de şıkıştırı verdim.


1 saat sonra.

Elimde cafcafım,poşette şekerler minübüs beklemekteyim.
(şeker - poşet dikkat.!)
Bir tane geliverdi hemen.Hayret ki hiç düşünmeden hadi bineyim dedim.Genelde toplu taşıma araçlarına binerken,hayatımın kararını veriyomuş gibi düşünür,ince eliyip sık dokur ve tabanvaya talim ederim ya neyse konu bu değil
Bindim işte ayaktayım yani.Bi kadın yanındaki çocuğunu:kalk yavrum abla otursun.dedi.
Çocukta:abla oturcan mı ? dedi.
Bende: yok yavrum ben böyle iyiyim, aman sen rahatsız olma.! dedim.(gençlik nereye gidiyor böyle yarabbi.!) Neyse.

5 dakika sonra.
Bir koltuk boşaldı ben de oturdum.Şekerleri de yan tarafıma koydum,açtım cafcaf'ı artist artist bakınıyorum.Hani maksat birinin dikkatini çekerde,gider alırda,okurda,bağımlısı olurda,da da da işte.
Sonra pat pat gibimsi sesler geldi kulağıma ??
( Hakan Öztürk'ün yazısını bulmuş,okumaya koyulmuştum.yani zamanlama süper.)
Şeker poşetinin kaydığını hissettim,tutmaya çalıştım ama olmadı.Şekerler öylece yere dökülüverdi.İlk bir iki dakika,hadi yer yarılda içine gireyim modda kaldıktan sonra,toplamaya başladım.Sağolsun şoför dahil olmak üzere herkes yardım etti.
Bazılarıysa sırıtmakla yetindi neyse.Bayram arefesinden başlayan rezilliğimin,bayarmın çeşitli günlerinde tekerrür etmemesini umut ediyor ve yazımı bitiriyorum.(:
Herkese iyi Bayramlar.(:

NOT: şekerlik dediğin doluyken güzeldir..(:


Gün karanlıksa etrafın bulanıksa
Kaderin sana düşmansa benden çok da farklı değilsin
Yağmura saygın sonsuzsa aşka hiç inanmıyorsan
Zorla günleri sayıyorsan aynı kişi bile olabiliriz

5 Eylül 2010 Pazar

Vazgeç Ahmak.!!

"Karmaşık anlamsızlıklar ardışık yanılmalar
Sürekli uykuya yumulmalar hayatın içinden bu yansımalar
Büyük bir göç var ordan oraya kalbimden uzağa"

Aslında dün gece yazmayı düşünüyodum.Açtım yine bu sayfayı önce,iki kelime yazdım,sonra sildim.Vazgeçtim sonra.Kapattım sayfayı,açık olan bütün pencereleri kapadım sonra, en son olarak bilgisayarı kapattım ve uyudum.
Uyumak ..
Şu hayatta zevkle yaptığım tek şey belki.Öyle rutin bir uyku değil bu,gereksinim gibi değil yani.Hani şöyle kaçış gibi bir şey uyumak.Hayattan,gerçeklerden,insanlardan kaçış gibi hani.24 saatin büyük bir bölümünde uyumak.İstediğin olmadıysa uyumak,sınavın kötü geçtiyse uyumak,içinde söylenmemiş cümlelerin varsa uyumak.
Yarı ölüm gibi bir şey.Hani böyle hayattan tamamen bağlarını koparıyosun ya.Uyandığın zaman saatler sonra, belki bi umut bir şeyler değişmiştir diyorsun.Ama her şey aynı olduğundaki o acıyı hiç bilmiyosun.
Tek bir cümleyle bütün acılarmı dindirebilir misin..?
Saçmalama,bu yalnızca kitaplarda olur.
Neyse.

Kayıda gittim çarşamba günü.İyiydi ortam.Ama ben sorunlu olduğumdan orada baya yalnızlık,sıkıntı çekeceğim gibi.Hoş istediğim bu değil miydi?
Evet ama yabancı kalabalıklarda,yalnızlık ağırlaşır her zaman.
Uzun bir süre yalnızlıkta mola vereceğim gibi.Hoş arkadaşlarımla ,kardeşciklerimle her daim iletişim halinde olacağımdan no problem işte.(:
Ne yazıcaktım,ne yazdım bilmiyorum ama . Böyle bişeyler işte.
Özleyeceğim çoğu şeyi.Mutsuz olacağım belki.Ama gerçek mutsuzluk.Hayal dünyamda böyle değildi oysa.Yani bu yaşlarda bunlar değildi hayalimdeki.Ama nasip kısmet meselesi.
Şurda otuzuma ne kaldı de mi blog.?:D


"Hayal dünyamda mutluydum burası boğdu ruhumu geri götürün beni!"

29 Ağustos 2010 Pazar

Fikir,zikir ,şükür:D



Yaz kızım.

Yazı yazasım var.Öyle saçmalamak amaçlı ve ciddi manada içimi dökmek istediğim bir şeyler blog.Başlıyorum bak.

Efenim bugünden başlayalım.Sabah 10 sularında evden çıktık.Nereye.?
Kitap fuarı vs.işte.Kitapları aldık.Hadi gelmişken Sultan Ahmete'de uğrayalım dedik ve yürümeye karar verdik.ıyğğğ vermez olaydık.Yol uzun,hava sıcak,insanlar yorumsuz.s
Yol boyunca vitrinlerdeki onca güzel şeye bakamadan tabana kuvvet dedim.Üzüldüm sıkıldım,bunaldım.Varacağım yere vardım.Şükür ki orada manzara daha iyidi.(istisnlara sözüm yok tabi)
Bu ara ihtiyacım olan bi ortamdı iyi geldi işte.Sultan Ahmet Cam'nin orada bi banka oturdum.3 saat boyunca kalkmadan geçenleri seyrettim.Hoş tablolar vardı yani gençler:D Aferin onlara.
Bir sürü yürüyen kültür artığı falan sonra.Farklı kültürmüş peh yani:P
Sonra bi çift vardı.Turistler işte. Seyahete gelmişler,sanırım evliliklerinin ilk yılları ve mutlular çok.Allah bozmasın.İşte düşündüm, öyle güzel bi çift ki...
Sonra iftara Fatih'e geçtik.Seviyorum orayı dokuzuncu sınıftan beri, yaşanılası bi yer.Huzur Sokağı'nı okuduğumda, yani seneler önce çok etkilenmiştim onla başlamıştı işte.Ama geçti unuttum o kitabı.Kirlettiler çünkü.Hürriyet'in pazar günleri son sayfasında gereksiz bi bölüm vardı.İşte o bölümde hatta kesmiştim bunu.5 adımda İslamcı'yı tanımak diye bi abukluk vardı.Yok Bilal ismini duyunca aklına 'Huzur Sokağı' geliyorsa vik vik vik gibi aptal şeyler.
Neyse.
Asıl mevzumuz benim beyinsizliğim.İşime gelmeyince hayatta bazı şeyler yani istediğim gibi olmuyorsa istediklerim, hemen bi kendimi kaybediyorum.Bildiklerimi unutuyorum. Acizsin, muhtaçsın.Yüz çevirmek. Haşa !
İşte biliyorsun bazı şeyleri niye unutuyorsun ki.Hayırlısı böyle diyebilmeli,sindirebilmelisin bazı şeyleri.Şükür ki böyle aptallaşınca kendime getiren dostlarım mevcut.
Evet artık kitaplara gömülüyorum.Kendime gelebilmek için.İnzivaya çekiliyorum hatta.
Hatta şöyle koyacağım şurda sağ tarafta bi yere.
Ne yazdım ben yahu..?
Hiç böyle saçmalamazdım.Ordan,burdan,şurdan.:d

Allahualem.d

Sonuç olarak;
Benim bir kitaptır arkadaşım, muhabbeti yarım kalır.
Zaman sanığım olsa şimdi, idam ederim adı kalır
Senden korkum olmasa kurşun, kafama ellerim hediye alır
Anlaman zor ya neyse, ahım gider vahım kalır
(s.kajmer)


P.S: he birde 1001 icat geziLesi.Çok beklediğim gibi diiLdi ama oLsun.

24 Ağustos 2010 Salı

İçimden geldi..(:






Sor beni
Haydi bul beni
Gömdüğün gibi çıkar beni
Sildiğin gibi yaz beni
iSTANBULLLLLLLL

Taksime sür beni
Cihangir ‘de sat hadi
Estiğin gibi yık beni
iSTANBULLLLLLLL

Galata ‘dan uçur beni
Üsküdar ‘da tut hadi
Kız Kulesine hapset beni
iSTANBULLLLLLLL

Yak beni
Yok et beni
Dalgalarınla boğ beni
Köprülerinden at beni!

iSTANBUUUUUUULLLL

Kaan ALTINOVA-İSTANBUL..(Deli Dumrul film müziği)


Not:Dinliyordum uzun zamandır.Fazlaca dinlenesi bir şarkı.Yine dinledim.Sonra paylaşayım sözlerini burda dedim.
Kalsın işte bu tarihte. Anısı olsun bu zaman diliminde.Güzel,hoş şarkı.Öyle.

19 Ağustos 2010 Perşembe

İki Kelam..

"Sen iyi biri değilsin neden iyi şeyler duymak istiyorsun?!!"

Korku,korkmak,o ne der.? bu ne der?
kimden?
Aileden,çevrendekilerden vs.
Aslında korku diye kestirilip atılamaz bu.!Şu an uygun kelimeyi bulamıyorum ama tam olarak korku değil işte.
Misal şöyle.Yanlış bir şey var. Yapmaman gerek ama yapıyorsun. Yaparsın da.Sorun değildir senin için.Tek korkun ailenenin duyması ya da başka birilerinin.Kendin aslında o şeyi yapacak kadar basit,salak,korkak ve hatta iğrençsindir.Tek derdin o duymasın, bu bilmesin.Yani aramızda kalacak olsa her şey, bu cihanın kayışları ciddi manada kopar.
Varsın duyan,bilen ailen olsun. Kızsınlar da.Düzelmezsin zaten.Boşver takma.
Ama bu kadar basit mi?!
Beynin bu kadar boşluk mu dolu.?!
Varsın kimse duymasın, oh ne ala mı o zaman.?
Gören biri var her şeyi hem de.!
Azıcık o tek yönlü çalışan beynini kullan.Farket.Kurtar kendini bi zahmet.!

"Bu alem geçmiş kendinden ne gelir elden" sadece şarkı sözlerinde kalsın

Elden bi sürü şey gelir de, içimden gelmez.Bahane bulurum. Ben de dünyalığım. .
Neyse burdan gerisi iç hesaplaşma.

5 Ağustos 2010 Perşembe

Ne istiyorum...?!!


Ihım..
Bugün sabah erkenden yola çıktık bir arkadaşımla.İstikamet ösym felan filan.
Ordan sonra internet cafede işimizi halledelim dedik.Demez olaydık.Yok arkadaş yeryüzüyle aynı seviyede bir int.cafe yok.Yani pek int.cafe kültürümde yoktur ne yazık ki.İlk kez şöyle bir girelim dedik,mecburi olaraktan.Zar zor bulduğumuz birinci int.cafe,fazlaca yüksekteydi.Beşinci katta.Zaten oranın anısıda vardı.Hadi neyse buna girmeyelim dedik.Birinin tam kapısına geldik.

-ben girsem arkamdan gelir misin.??

-cık ya yapamıycam.
Bilmiyorum yani diğeri de yerin dibindeydi.Tuhaf çık çık bitmiyo.Labirent gibi merdivenler.Ne lan,ne yani.??Altı üstü int. cafe.Ne bu gizem? Ne var o kapıların ardında.Merak ediyorum yani.
Ha,bir de bay-bayan yani bu int. cafeler.Şu malca anlayışları bırakın please.!
İnt.cafelerin gizemi bitsin istiyorum.Rahatça girip,çıkalım yani.
neyse.


Şey istiyorum sonra Avrupa Yakası yeniden başlasın .Ya da ona benzer bişey.Onun gibi işte."Burhan"olsun yine felan filan...Aynı bölümleri izlemekten böö geldi.Replikleri ezberledim neredeyse.(abartı xd.) Duy sesimi Gülse Birsel.Bunu sen yaparsın ancak.sevgiler.(:

Sonra özgüven istiyorum.Cesaret belki biraz.Yani bu aralar iyi gibi durumum.Şükür.Ama şu okulda olduğu gibi olsun.En çok bunu istiyorum.Lazım lazım.Fazlaca.Şimdiden özgüvenimin beni bulması lazım.İleride lazım olucak çokca.Bir de şu özgüveni tavan yapmış insancıklar benden uzak dursun istiyorum.Ayrı dünyaların insanlarıyız.Piskolojimi bozuyosunuz.Defolunuz etrafımdan.! Lütfen.
neyse.

"Caf Caf" aldım bugün.Birkaç aydır okuduğum sayıların en mükemmeliydi diyebilrim.Tek seferde okudum.Beğendim.Hep böyle devam etsin istiyorum. Artık başka bir bayiden alıyorum.
-Caf Caf mı..?? ( şaşırma,sırıtma.)
Off.neyse.

Bunu söylememe bile gerek yok.Tabi ki zaman geçsin istiyorum.Ve şöyle bir durum mevcut.Karalamalarıma baktımda bu isteğimi ilk dile getİrdiğimden bu yana tam 5 ay 12 gün geçmiş.Bir birnevi gerçekleşiyo yani.Aşama aşama.:D Zaman geçmiş.

Diğerlerinden de umutluyum yani.Daha birçok şey var ama bu kadar yeter.
Bir şarkı sözü vardı ama."İstemekle olsaydı herşey..."
devamını şimdi hatırlıyamıyorum.Beynimi zorlıyamıycam .Bu ara zorlamaya gelmiyo zaten.Neyse Caf caf'dan bitiriyoruz bu yazıyı;


No no nola kalb-i nalan o o olsa şad ü handan.
Se se seyr-i vech-i canan ca ca cana can fezadır.

(İnleyen kalp sevinip gülse şaşılmaz;çünkü sevgilinin yüzüne bakmak cana can katar)

bitti.

3 Ağustos 2010 Salı

Ne ki bu.? xd


RastLantı.?

Tesadüf.?

Tevafuk..?

Hoş ki bu...(:

GüLümsedim boLca.

AyarLsak bu kadar oLmaz..

Bu tarihi unutmamaLı,hatırladıkça gülümsemeLi..(:

1 Ağustos 2010 Pazar

Karışık. .

<"Duvarlar renkli olsa da karanlıkta ne görebilirsin ki?

Ben ağlarken,birileri hep gülüyo.

Ben mutsuzken,birileri hep mutlu.

ohh.. ne ala.

Ne farkımız var.?

Aynı gezegende yaşıyoruz,aynı havayı soluyoruz,güneşin doğuşuna bende şahidim,yıldızların parıltılarını bende izliyorum geceleri.

Aynı şeyleri yapıyoruz çoğu zaman belki.Ama ben mutsuzken,onlar hep mutlu.

Hayatın kuralıymış birileri mutluyken,birileri mutsuzmuş.

Hadi ordan ya.!Uymamki ben bu kurala.Başkaları ağlarken gülemem artık.
Yine başa mı döndük..?
Hani şu umutların bittiği yere.Evet ben hep ordayım.Ve sanırım yerim sabit değişmiycek.
Sanşsızım doğuştan.Üzgünüm,halsizim.Şu an bitse herşey.Ya da belki bi 8-10 yıl sonrasına gitsek belki düzelirim.
Ya da "yaşamak ne güzel olur,hiç başlamamışsan"...diyebilirim

Sorun ne.??!
Asosyallik..?
-yok artık değil.
Özgüven.?!
-evet belki biraz.
Aile?
-Şu an için fazlaca.


Belkide içime biriken ve uzun zamandırda yazıya dökemediğim şeyler bunlar.Bilmiyorum.Belki şu an haksız yere yediğim azar yüzünden yazıyorum bunları.Ama sanmam.Uzun zamandır bloguma gerçekleri yansıtmıyomuşum.Hep saçmalamışım nerdeyse.Eskisi gibi dökememişim içimi.

Her nereye gidersen
Kendinle yüzleşirken kimse duymaz yalan söyle
Terkettiğin şehirler yarım kalmış şiirler
Sustukların büyür içinde.(gripin)

Belkide;

Aslında kendi elimin kiriydim kendi lekemi çözemedim.
Aynalarınızın yansımaları gözlerimi kamaştırmakta.
Aklım karmakarışıklaşmakta.
Şeytan en güzel sözleriyle sırnaşmakta. (s.kajmer)







31 Temmuz 2010 Cumartesi

Kitap,tatiL vs..

"Masumiyet biLe masum değiL artık. ."
Uzun zamandır kitap okuyamamaktan yakınmaktaydım.Bütün bir yıL boyunca kitap okuyabileceğim günlerin hayalini kurmuş olsamda.Bir türLü kitap okumaya başLayamadım.Başladıklarımında çoğunu yarıda bıraktım.Kendime küçük bir liste yapmıştım yıL içinde ordan burdan duyduğum,okumayı düşündüğüm kitapları.Lakin hiçbirini alıp okuma zahmetinde bulunamadım.Yani iki gün öncesine kadar böyle idi.İki gün önce gittiğim bir kitapçıdan,kitap listemin sonlarında bulunan ve esasen pek okumayıda düşünmediğim bir kitabı alıverdim.(:

Canan TAN "Aşkın SanaL Halleri".Canan Tan'ın bu zamana kadar yayınlanan dört romanınıda okudum.Ve okuduğum zamanda yani o zamanki düşünce yapımla beğendiğimide inkar edemem.Hele ilk okuduğum kitabının anısı büyük.Şiiri ve özeLLiklede Nazım hikmet şiirleriyle tanışmama vesile olmuştur.Fakat yinede uzun zamandır kitaplarını okumayı düşünmemekteydim.Canan Tan'a kasıtlı olan bir durum değil tabi.Klasik aşk romanı vs.. gibi kitapları okumanın bir getirisi olmadığını düşünmekteyim.esasen.Dizi film izlemek gibi bişey bence.Tabi tartışılır.

Vakti zamanında okulda da tartışmıştık bunu."Dizi-filmde izlemeyelim o zaman,herşeyden bilgi felan almaksa amaç haz veren hiç birşeyi yapmayalım" gibi bişey demişti biri.Felan fistan o da onun fikridir.Ben onu kastetmemiştim ama açıklıyamıycam şimdi.Birde şey vardı geçen yıl mı ne İtü ya da İhl sözlükte bir başlık açılmıştı."roman okuyup kitap okudum diyenler mi" öle birşeydi.Bu da farklı bi bakış açısı tabi o kadar da değil ama neyse.

Kitaba dönmek gerekirse;okurken gerçekten zevk aldım.Beğendim diyebilirim.Hoşuma gitmeyen bazı noktalar mevcuttu.Onlarada düşünce yapısı,bakış açısı farkı diyelim
.Kısaca bahsetmek gerekirse kitaptan.30 İle 60 yaş arasındaki saygın bir mesleğe ve mutlu sayılabilecek bir evliliğe sahip olan kimselerin
.Sırf heyecan ve macera amaçlı ,farklı kimliklerle başkalarının duygularıyla nasıl oynadıklarını.Birbirlerini nasıl keklediklerini,yani kandırdıklarını
anlatıyor.
Tabi tersi duruMlarda mevcut.İlk başladığımda kitabın tek bir olay örgüsü etrafında gelişeceğini düşünsemde,öyle olmadı.

.Kitapta,farklı bölümlerde farklı karakterler ele alınmış.Yani olaylar kısa keşilmiş,hemen sonuca bağlanmış.Esasen bu benim aklımda birçok soru işareti bıraktı.Faraza;en çok etkilendiğim 48 yaşındaki ünlü senarist ile Alpay bir daha görüşmediler mi..? Çocuk piskopat mıydı..? Gerçekten seviyo muydu?
Ya da ölmüş kocasının sanal oratamda kendisi aldatığını öğrenen kadın intikamını aldı mı felan filan( eminin Canan TAN yazımı okuduktan sonra bu suallere tek tek cevap vericektir.xd )


Yine şiirler ve şairlerin hayatına kısaca dokunuşlar vardı çok hoştu.(:

Güzel bir kitaptı.Ve konuydu.Daha yazıLası çok şey var kitap ve konuyla ilgili ama çok uzattım diye düşünüyorum.Sonuç olaraktan;

Bu kitabı bana hatırlatan,okumama vesile olan ve kitap okuma şevkimin geri geLmesini sağLyan blog'a saygıLar efendim:D

Yine bir gülnihaL
ALdı bu gönlümü
Sim ten
Gonca fem
bidebeL o güzeL...(:

29 Temmuz 2010 Perşembe

!!.s

Biraz konuşabilir miyiz.??

-Tabi canım.

Kafam çok karışıkta.Sen beni anlıyosun,dinliyosun.Ne yapmalıyım sence.??

-Unutma ben her zaman yanındayım,hep dinlerim ki seni biz "dosttuz".

Ama sen hiç anLatmıyosun ki,sende anlat bak hadi.

-peki aslında benimde anlatıcak birçok şeyim var bu aralar.

-şeyy...

Hımm.

-Dinlemek bu mu..?? Dinliyor musun yani beni.?? bırak ya.!!

-Bencillik yok mu biraz.Dost muyuz ki.?? azıcık düşün.İçinden neler geçiyor biraz hesaplaş.

Onca yıl boşamıydı ki..??

Biz çok iyi dostuz ben sana bütün sorunlarımı anLatabiliyorum.

-ya evet öyle hep ben seni dinLiyorum.Tek taraflıı bütün fedakarlıklar.Biraz dur düşün.!!

Olmuyorsa zorlama.


Sonuna kadar "maskeli balo".

Herşeyi özetliyor.

27 Temmuz 2010 Salı

AL 1 de burdan yak..??!!

Hani şey oLur ya blog. ..ımm birine bişey söyLersin öyLe laf arasında..Muhabbet oLsun diye hani.Unutursun sonra,o kişininde unuttuğunu sanırsın.Bilemezsin o kişinin söylediğin şeyi,kişiyi ya da oLayı fazlaca ciddiye aldığını.Senden gizLi şeyLer çevireceğini..!!.s
Saçma tv dizilerinde olur ya.Biri herşeyden habersiz feLandır sonra reziL olmuştur felan farkında olmaz.Olaylar onun çevresinde döner ama habersizdir işte safım.Sonra herşeye sebebiyet veren karşı taraf elini vicdanına koyarda,yaptığı şeyleri anlatır felan.Geç olur ama olsun.Rezilliktir.Yapcak bişey yoktur.Çenesini tutsadır böyLe olmayacaktır.Neyse olan olmuştur.Sindirmek lazımdır.Artık yanlış analaşılmalara meyil vermemek gerektir.Öyledir ,böyledir,felandır filandır.

Tercih yapmak zordur.Herkesi memnun etmeye çalışmak daha zordur.AnLaşılamamak en zorudur.AnLatamamakta zor olsa gerek.Ne alaka..?Orta da aLaka yok şimdi.ama oLsun.
Alaka diyince hep "rasim özdabak'ın" bi karikatürü geLiyo aklıma ya. İstemdışı.Neden acaba..:D?

Ne aLaka..?

KeL alaka feLan.xd

Tamam sus.Batırdın.Kes .


"Bazen kaderi belirler yazı ya da tura
Moral düşünce zora"

24 Temmuz 2010 Cumartesi

Arabesk'e BağLamak. . .

BugünLerde tv'de dolanan bir rekLam fiLmine sarmış durumdayım.İsim vermesemde anLıcaksın blogum.RekLam başladığı an da olduğum yerde kalıyo,rekLamı sonu kadar izliyorum.Ve istemdışı salak bir güLümseme.İlk izledğimde "güzel şarkıymış aslında" dedim içimden.Süper şarkıymış xd.SöyLiyende itici geLirdi ama şimdi pek bi değişik geLdi işte..(:

Taksimde geçiyo reklam sanırım.Hatta saatte yazıyodu ya neyse.Videosunu baktım bulamadım şimdi.Manyak mıyım ne.?? işte şudur;
Mevsim bahar olunca
Aşk gönüle dolunca
Sevenler kavuşunca
Yaşamak ne güzel

Hoş güzeL yani.

BunLa bitse gene iyi.Geçen gün "Pal fm" de bi program arasında Sertap ERENER çaldı.Ben mi ilk kez duydum bilmiyorum.Onun söylediğini biLmiyodum yani.Ne oluyo cover mı.?? ( böyle mi yazılıyo bu bilmiyorum tam ama..xd..) şu şarkı o da;

yola cikmiş ariyorum
kaybettigim aşkimi

sakın bana umit verme
seveceksen başkasini
...
ikimiz bir fidanin
guller acan daliyiz
sen benimle, ben seninle
bu hayati yaşamaliyiz
severek birbirimizi
hayatta hep gulmeliyiz

Vayy be baya bi dinliyorum yani. Ruh halim gidip geliyo.Tuhaf.Sagopa'nın bi şarkısıda yeni albümden başı aynı arbesk gibi geliyo.Taktım yani.Daha bir sürü var.Sevemem ki ben arabesk felan.Demek ki seviyomuşum.İçiMde bastırıLmış duygularım varmış.Ve en ufak bir kıvıLcımda su yüzüne çıkmışlar.Çocukluğuma felan inmek lazım diye düşünüyorum.

Neyse uyku. ..

not: arabesk severLere saygım sonsuz. ..(:

23 Temmuz 2010 Cuma

Karışık

ıhım ıhım...
Evet sevgiLi blogum bugün nedense düne göre pek bi iyiyim şükür.ArkadaşLarımı seviyorum,onLarla buLuşunca böyle oluyo sanırım.(:
he,tabi okuLama gitmiş oLmanında büyük etkisi var.Neyse, mağLum tercih feLan başladı.Bir nevi yeni bir hayata başLıycam gibimsi...boş iş boş şeyLer bişeyLer bişeyLer.

DeLi misaLi piskoloji okumak isteyen ben kişisi.Bu hayaLi artık unutmaLı gibi bişey.Ama umudumuzu yitirmiyor,şu hocanın söyLediği ikinci seçeneği değerLendiriyoruz.İleride tabi.xd

Sınıf öğretmenliği yazıcağım sanırım.Hoş bi kişi "kızım geL kendi böLümünü oku dese"
hemen okuycam ama.Yok arkadaş herkes dünyaLık.s

neyse bu yazı için erken tercihLer felan açıkLansın o zaman içimi dökerim.

Şimdi şöyLe bitirmek istiyorum.

-seda bugün geLicek misin..??
-Evet neden ki.d.d
-saat 15:30'da okulun önünde.
-tamm çıkıyorum evden.

. . .


Ben tam 15:30'da geldim tamam mı..?! xD

14 Temmuz 2010 Çarşamba

Büyük Gün..."müş."

Vayy bee.Koskoca bir yıL geçmiş.Dershaneye gitmişiz.Vuu ne bir de iki yıL.Deneme çözmüşüz bir sürü.Sonra yaprak testler vay anasını.Sonra Ygs sınavına girmişiz yetmemiş,Lys sınavına girmişiz.SıkıLmışız,bıkmışız felan filan.Şimdi düşünüyorum boş boş geçmiş koca iki yıl.
Neyse bu benim fikrim işte.
Herkeste bir heyecan bir heyecan.Yarın sınav sonuçLarı açıklanıyor.Tercih nasıL yapılmalı..??
Her kanaLda uzman eğitimci amcalar.Midem bulanıyo ya.Yeter ama.
HeyecanLı diilim.Evet çok kötü oLursa üzüLürüm herkes gibi.HayırLısı.Olacağına varıcak.Her yerden insanın gözüne gözüne sokmanın manası yok.
yani kimse bana söyLemesin sınav sonucumu,tercihimi biri benim yerime yapsın.Sonra ben gidiyim,hatta ben gitmiyim biri benim yerime okusada olur.:)

Her zamanki gibi üşeniyorum.(bkz.neyse bakmayınız.)

İşte öyLe hem yarın için planımı yaptım şu an BüşracığımLa.Yarın normaL bir gün olur inşaaLLah.Hatta güzeL olsa da kabulümdür.:)



"Kanımca herşey yapmacıktı."

"Drama Yollarıyla" uykuya dalış. . .

10 Temmuz 2010 Cumartesi

Unutmak


"Söylediğim her şeyi unut,beni unutma hiç ."


Unutmak gerek ki bazen. .. Hem insan neleri unutmuyor ki,"seni" mi unutmayacak.?

Her şeyi unutuyoruz yavaş yavaş.


Basit şeyleri unutuyoruz  önceleri. En sevdiğimiz şarkının o can alıcı cümlesini.İlk okuduğun romanın baş kahramanını,İlk dinlediğin Sagopa şarkısını,ilk sıra arkadaşını. .. kısacası bütün ilkleri.Hayatımızda bir zamanlar önemi ol
an kimseleri sonra.Unuttuyorsak önemi yok demektir zaten ama neyse .


Daha da genişletirsek olayı.Yaşama sebebini unutuyor bazen insan.Bu dünyaya neden geLdiğini unutuyor.En üzücüsü ölümü unuyuyor. . .


"Ölümü unutmak."

Aslında yaznın tam bu noktada başlaması gerekir.Ama ben bitiriyorum işte.


"Sen ne kadar anlarsın ben anlatmak istesem de..?"

30 Haziran 2010 Çarşamba

. . .

"Gözlerindeki Ayet DerinLiğini Hayrına Tefsir Etsen Ya . . ."
Murat MENTEŞ.

27 Haziran 2010 Pazar

Naptım Ben.??


Hadi uyusana,koysana kafanı yastığa..

Ne o yoksa vicdanın rahat vermiyor mu..? Vermez tabi,haklı sonuna kadar..!!!

Otur bi düşün."ben napıyorum"de.


Bir ağlasam dolar taşar seller alır bahçem bağım . . ağlayamazsında.Sorsa biri:ne oldu? dese.

Ne diceksin..?Ne cevap vericeksin.Ya da cevap verebilecek misin.?

Veremezsin tabi.Susarsın.Aman görende akıllı bişey sanar.!

At içine biriksin.Başta yapmıcaktın kızım.Çekiceksin.Salak mısın.? Hayır demelisin artık.!! Kaç yıl oldu öğrenemedin mi..? Aptal.Hayır de işte.


"Kulun hası bir yamaçtan 2 kere düşmez..!!" düşmedin ki sen.Yere çakıldın resmen.İkince kere nasıl yaptın bunu.?!!

Hangi yüzle af diliyceksin bu sefer.? Yüzün var mı ya da .?

Aptalsın işte.! Nefsine kandın yine,kanmamalıydın.Çek şimdi.! Sadece kendini yak bari,başkasına zararın dokunmasın.Ama nerde..

Bi de başkasının yükü var.Kendini rahatlatmaya çalışma. Suçlusun.!

Uyuyamıyosun.uyuma.


"Hergün tövbekar hergün günahkarım! tamda böylesin işte.Aklını başına topla.Ağla,zırla ama kendine gel.Yaz karala ama için rahatlamasın.Cezanı çek! Vicdanın öyle kolay kolay rahat etmemeli.Yenilme artık.Yapma nolur.!

Salaklaşma..!!!!!


Ateşe yaklaşanın akıbeti yanmaktır.!! aklına sok,unutma.!!!



Kimse sormasın ne diye..

24 Mayıs 2010 Pazartesi

Anlar ve Anılar..


Aslında herşey paylaşmakla başlar bazen ..Anları paylaşmakla, aynı duyguları paylaşmakla,yahut sevgiyi paylaşmakla..

Sonrasında ise her şey gelir zamanla.Anılar gelir,"an"ların birleşimiyle mesela,sevgi gelir paylaşmanın sıcaklıgıyla sonra.


Paha biçilmez birer parça olur hepsi hayattımızda.Anlarımız, anılarımız.. Kısacası hayatımız parça parça.. Ve sonra zaman geçer..


Her şey biter akıp giden zamanla .Hepsi dağılır ,dağıtılmaya mahkum kalır yavaşca.


Anılarımı dağıtıyorum şu aralar,hatırlanmak için.Anlarımı dağıtıyorum.Kulaktan kulağa dillenip unutulmasınlar diye..


Hüzünlerimi biriktirmeye başaladım usulca..


Üzülüyorum ancak yok ki çare.Bu gece son gecem hepsiyle..:(




17 Mayıs 2010 Pazartesi

Benim böyLe oLmamam gerekirdi..!!!




Nereden başlıyacağımı biLemiyorum yine.Sadece yazmak istiyorum,yazasım var işte.Dünden bugüne biraz daha ders çalışmaya başLadım gibi şükür.Ama abuk sabuk istekler geLmeye başladı."Hopp arkadaşş.! sınavın var senin" diyo içimdeki ses ama nafile irademe hakim oLamıyorum.Yeni blog keşifLerine çıktım bu araLar,blogLarı izleyip izleyip kaçıyorum..xd


Bazılarına takıLıp kalıyorum.Abartısız bütün yazıLarını okuduğum bloglar var yani.Çok güzeL..


Değişik hayatLar, sizinLe aynı duyguLarı payLaşan kimselerin olduğunu görmek, insanı mutLu ediyo.


Bu arada hala çok büyük hatalar yapmaktayım.Kendime hakim olamıyorum.:( Yaptığım yanlış,farkındayım ama olmuyo işte..:( Bahaneler buluyo,kılıf uyduruyorum hatalarıma.Dün dershaneden bi kız kafaya sıramı koymuş uyumaya çalışırken,"hayat sınavın kötü geçiyo galiba.?


" dedi.


GüLümsedim,hoşuma gitti..:)


Şu aralar birde sevgiLi muhabbetleri sardı etrafımı.KulakLrımı tıkıyorum duymamak için ama nafile...(




"Şimdiki gençler galiba gizLi kalması gerkeni açık ettikleri için ( ne ayıp.!) ve sevgililerinin adını dillendirmekLe kalmayıp aradaki macerayı da başkaLarıyla paylaştıkları için aşkın gülümseyişlerini ve zenginliğini ıskalıyorlar...Çünkü sırlara hükmetmek ayrıcaLık ve olgunluktur.." İskender PALA/ Kitab-ı Aşk




Bunu onlara bi anlatabilsem.:(


Aşk yok artık..ama kimse farkında değil bunun,kaptırıyo kendini süslü bir kimseye..!


Bazen bana da oluyo,sonra toparlıyorum şükür!


Bu yazı amacından sapmadan bitirmek lazım."Hata ve yanlışlarım çırılçıplak,o kadar utanç verici ki..benim böyle olmamam gerekirdi.." Bu söz içimi çok acıtmakta.










Dinlenesi bir şarkı:Şanışer-Selis..


Çok sevmem ama bu şarkı baya güzeL ,şiddetle tavsiye ediyorum.


16 Mayıs 2010 Pazar

GeLdi Bahar AylaRı..


Lys sınavına son 30 gün kaLa durumum vahim..!

Bahar aylarıyla birlikte iyice saLmış durumdayım.Ders çalışmak şöyLe dursun,kitap kapağı dair açmıyorum.Dershaneye gidiyorum ama yok arkadaş,ders dinlemek istemiyorum ki.İki haftada bir Hacerle derslerde "cafcaf" keyfi yapıyoruz.(: Dershanenin belki de en güzel tarafı.Hoş,hocaların triplerine maruz kalıyoruz ama alıştık artık.

Sınıfımı ve dershane mi dönem bitmesine rağmen hala sevemedim.İŞte bi hacer var öle konuşmaktan haz aldığım.(: Cafcaftı,yeni kitaplardı,Hamzaydı,ders çalışmamaktı derken birgünü Hacerle geçiriyoruz xD.

Bitsin artk Allah'ım,kurtulalım..Tuhaf insanlardan ve derslerden..

Kazansam ya şu sınavı "Konya" hayallerimin hayali şehrime kavuşsam,şöyle piskolojimi okusam ohhh süper valLa.Tabi edebiyat okuyamasamda,sevgim sonsuzz..

ÇaLışmam lazım ya hadi hayırLısı..

Şu sınav bi bitsin sevgili blogum sana da bi çeki düzen vereceğim..xD


Not:sordum soruşturdum Beyoğlu iHL hayal ya neyse..:(

9 Nisan 2010 Cuma

MERHABA



Ihım öhüm...ayy yazamıycam galiba.


Evet atalarmız boşuna:"sayılı gün çabuk geçer " dememişler.İşte yine bir sayılı günün daha sonuna geldik.(yok yok olmadı bu, sabah programı kapanışı havasında oldu.) Yani şöyle ki;sınav vakti geldi çattı..:( Yarın değil ama pazar sabahı saat:10:00 sularında "Ygs" zımbırtısı ile boğuşmakta olacağım.Yazık bana be..! Neyse ümit ediyorum inş..sorular, özellikle matematik zoruları kolay olur..(tamam saçmalıyorum farkındayım,sadece bi umut işte.)


Yarın benimle aynı kaderi paylaşıcak tüm mağdur ve mağdurelere Allah kolaylık versin ne diyim..:(


Artık bu saatten sonra cümle kurmak,bişeyler söylemek zor.


Tamam ya yazamıycam.Stop.bitti yazı..xD



Hee bu arada olası ihtimaller.(Allah korusun tabi..)
Sınav belgemi kaybedebilirim.(yuhh deme,ben de o potansiyel var.)
Sınav da uyuya kalabilirim..
Sınava geç kalabilirim.
Kalemimi evde unutabilirim,prensip meselesi her kalemle sınava giremiyorum.:p
Yolda giderken ani bi sollama ..neyse devam edemiycem..
Hafızamı kaybedebilirim..
... neyse tamam sustum..

17 Şubat 2010 Çarşamba

...


çOK sıkıldım..

Hadi geri dönelim iki sene öncesine...