29 Ağustos 2010 Pazar

Fikir,zikir ,şükür:D



Yaz kızım.

Yazı yazasım var.Öyle saçmalamak amaçlı ve ciddi manada içimi dökmek istediğim bir şeyler blog.Başlıyorum bak.

Efenim bugünden başlayalım.Sabah 10 sularında evden çıktık.Nereye.?
Kitap fuarı vs.işte.Kitapları aldık.Hadi gelmişken Sultan Ahmete'de uğrayalım dedik ve yürümeye karar verdik.ıyğğğ vermez olaydık.Yol uzun,hava sıcak,insanlar yorumsuz.s
Yol boyunca vitrinlerdeki onca güzel şeye bakamadan tabana kuvvet dedim.Üzüldüm sıkıldım,bunaldım.Varacağım yere vardım.Şükür ki orada manzara daha iyidi.(istisnlara sözüm yok tabi)
Bu ara ihtiyacım olan bi ortamdı iyi geldi işte.Sultan Ahmet Cam'nin orada bi banka oturdum.3 saat boyunca kalkmadan geçenleri seyrettim.Hoş tablolar vardı yani gençler:D Aferin onlara.
Bir sürü yürüyen kültür artığı falan sonra.Farklı kültürmüş peh yani:P
Sonra bi çift vardı.Turistler işte. Seyahete gelmişler,sanırım evliliklerinin ilk yılları ve mutlular çok.Allah bozmasın.İşte düşündüm, öyle güzel bi çift ki...
Sonra iftara Fatih'e geçtik.Seviyorum orayı dokuzuncu sınıftan beri, yaşanılası bi yer.Huzur Sokağı'nı okuduğumda, yani seneler önce çok etkilenmiştim onla başlamıştı işte.Ama geçti unuttum o kitabı.Kirlettiler çünkü.Hürriyet'in pazar günleri son sayfasında gereksiz bi bölüm vardı.İşte o bölümde hatta kesmiştim bunu.5 adımda İslamcı'yı tanımak diye bi abukluk vardı.Yok Bilal ismini duyunca aklına 'Huzur Sokağı' geliyorsa vik vik vik gibi aptal şeyler.
Neyse.
Asıl mevzumuz benim beyinsizliğim.İşime gelmeyince hayatta bazı şeyler yani istediğim gibi olmuyorsa istediklerim, hemen bi kendimi kaybediyorum.Bildiklerimi unutuyorum. Acizsin, muhtaçsın.Yüz çevirmek. Haşa !
İşte biliyorsun bazı şeyleri niye unutuyorsun ki.Hayırlısı böyle diyebilmeli,sindirebilmelisin bazı şeyleri.Şükür ki böyle aptallaşınca kendime getiren dostlarım mevcut.
Evet artık kitaplara gömülüyorum.Kendime gelebilmek için.İnzivaya çekiliyorum hatta.
Hatta şöyle koyacağım şurda sağ tarafta bi yere.
Ne yazdım ben yahu..?
Hiç böyle saçmalamazdım.Ordan,burdan,şurdan.:d

Allahualem.d

Sonuç olarak;
Benim bir kitaptır arkadaşım, muhabbeti yarım kalır.
Zaman sanığım olsa şimdi, idam ederim adı kalır
Senden korkum olmasa kurşun, kafama ellerim hediye alır
Anlaman zor ya neyse, ahım gider vahım kalır
(s.kajmer)


P.S: he birde 1001 icat geziLesi.Çok beklediğim gibi diiLdi ama oLsun.

24 Ağustos 2010 Salı

İçimden geldi..(:






Sor beni
Haydi bul beni
Gömdüğün gibi çıkar beni
Sildiğin gibi yaz beni
iSTANBULLLLLLLL

Taksime sür beni
Cihangir ‘de sat hadi
Estiğin gibi yık beni
iSTANBULLLLLLLL

Galata ‘dan uçur beni
Üsküdar ‘da tut hadi
Kız Kulesine hapset beni
iSTANBULLLLLLLL

Yak beni
Yok et beni
Dalgalarınla boğ beni
Köprülerinden at beni!

iSTANBUUUUUUULLLL

Kaan ALTINOVA-İSTANBUL..(Deli Dumrul film müziği)


Not:Dinliyordum uzun zamandır.Fazlaca dinlenesi bir şarkı.Yine dinledim.Sonra paylaşayım sözlerini burda dedim.
Kalsın işte bu tarihte. Anısı olsun bu zaman diliminde.Güzel,hoş şarkı.Öyle.

19 Ağustos 2010 Perşembe

İki Kelam..

"Sen iyi biri değilsin neden iyi şeyler duymak istiyorsun?!!"

Korku,korkmak,o ne der.? bu ne der?
kimden?
Aileden,çevrendekilerden vs.
Aslında korku diye kestirilip atılamaz bu.!Şu an uygun kelimeyi bulamıyorum ama tam olarak korku değil işte.
Misal şöyle.Yanlış bir şey var. Yapmaman gerek ama yapıyorsun. Yaparsın da.Sorun değildir senin için.Tek korkun ailenenin duyması ya da başka birilerinin.Kendin aslında o şeyi yapacak kadar basit,salak,korkak ve hatta iğrençsindir.Tek derdin o duymasın, bu bilmesin.Yani aramızda kalacak olsa her şey, bu cihanın kayışları ciddi manada kopar.
Varsın duyan,bilen ailen olsun. Kızsınlar da.Düzelmezsin zaten.Boşver takma.
Ama bu kadar basit mi?!
Beynin bu kadar boşluk mu dolu.?!
Varsın kimse duymasın, oh ne ala mı o zaman.?
Gören biri var her şeyi hem de.!
Azıcık o tek yönlü çalışan beynini kullan.Farket.Kurtar kendini bi zahmet.!

"Bu alem geçmiş kendinden ne gelir elden" sadece şarkı sözlerinde kalsın

Elden bi sürü şey gelir de, içimden gelmez.Bahane bulurum. Ben de dünyalığım. .
Neyse burdan gerisi iç hesaplaşma.

5 Ağustos 2010 Perşembe

Ne istiyorum...?!!


Ihım..
Bugün sabah erkenden yola çıktık bir arkadaşımla.İstikamet ösym felan filan.
Ordan sonra internet cafede işimizi halledelim dedik.Demez olaydık.Yok arkadaş yeryüzüyle aynı seviyede bir int.cafe yok.Yani pek int.cafe kültürümde yoktur ne yazık ki.İlk kez şöyle bir girelim dedik,mecburi olaraktan.Zar zor bulduğumuz birinci int.cafe,fazlaca yüksekteydi.Beşinci katta.Zaten oranın anısıda vardı.Hadi neyse buna girmeyelim dedik.Birinin tam kapısına geldik.

-ben girsem arkamdan gelir misin.??

-cık ya yapamıycam.
Bilmiyorum yani diğeri de yerin dibindeydi.Tuhaf çık çık bitmiyo.Labirent gibi merdivenler.Ne lan,ne yani.??Altı üstü int. cafe.Ne bu gizem? Ne var o kapıların ardında.Merak ediyorum yani.
Ha,bir de bay-bayan yani bu int. cafeler.Şu malca anlayışları bırakın please.!
İnt.cafelerin gizemi bitsin istiyorum.Rahatça girip,çıkalım yani.
neyse.


Şey istiyorum sonra Avrupa Yakası yeniden başlasın .Ya da ona benzer bişey.Onun gibi işte."Burhan"olsun yine felan filan...Aynı bölümleri izlemekten böö geldi.Replikleri ezberledim neredeyse.(abartı xd.) Duy sesimi Gülse Birsel.Bunu sen yaparsın ancak.sevgiler.(:

Sonra özgüven istiyorum.Cesaret belki biraz.Yani bu aralar iyi gibi durumum.Şükür.Ama şu okulda olduğu gibi olsun.En çok bunu istiyorum.Lazım lazım.Fazlaca.Şimdiden özgüvenimin beni bulması lazım.İleride lazım olucak çokca.Bir de şu özgüveni tavan yapmış insancıklar benden uzak dursun istiyorum.Ayrı dünyaların insanlarıyız.Piskolojimi bozuyosunuz.Defolunuz etrafımdan.! Lütfen.
neyse.

"Caf Caf" aldım bugün.Birkaç aydır okuduğum sayıların en mükemmeliydi diyebilrim.Tek seferde okudum.Beğendim.Hep böyle devam etsin istiyorum. Artık başka bir bayiden alıyorum.
-Caf Caf mı..?? ( şaşırma,sırıtma.)
Off.neyse.

Bunu söylememe bile gerek yok.Tabi ki zaman geçsin istiyorum.Ve şöyle bir durum mevcut.Karalamalarıma baktımda bu isteğimi ilk dile getİrdiğimden bu yana tam 5 ay 12 gün geçmiş.Bir birnevi gerçekleşiyo yani.Aşama aşama.:D Zaman geçmiş.

Diğerlerinden de umutluyum yani.Daha birçok şey var ama bu kadar yeter.
Bir şarkı sözü vardı ama."İstemekle olsaydı herşey..."
devamını şimdi hatırlıyamıyorum.Beynimi zorlıyamıycam .Bu ara zorlamaya gelmiyo zaten.Neyse Caf caf'dan bitiriyoruz bu yazıyı;


No no nola kalb-i nalan o o olsa şad ü handan.
Se se seyr-i vech-i canan ca ca cana can fezadır.

(İnleyen kalp sevinip gülse şaşılmaz;çünkü sevgilinin yüzüne bakmak cana can katar)

bitti.

3 Ağustos 2010 Salı

Ne ki bu.? xd


RastLantı.?

Tesadüf.?

Tevafuk..?

Hoş ki bu...(:

GüLümsedim boLca.

AyarLsak bu kadar oLmaz..

Bu tarihi unutmamaLı,hatırladıkça gülümsemeLi..(:

1 Ağustos 2010 Pazar

Karışık. .

<"Duvarlar renkli olsa da karanlıkta ne görebilirsin ki?

Ben ağlarken,birileri hep gülüyo.

Ben mutsuzken,birileri hep mutlu.

ohh.. ne ala.

Ne farkımız var.?

Aynı gezegende yaşıyoruz,aynı havayı soluyoruz,güneşin doğuşuna bende şahidim,yıldızların parıltılarını bende izliyorum geceleri.

Aynı şeyleri yapıyoruz çoğu zaman belki.Ama ben mutsuzken,onlar hep mutlu.

Hayatın kuralıymış birileri mutluyken,birileri mutsuzmuş.

Hadi ordan ya.!Uymamki ben bu kurala.Başkaları ağlarken gülemem artık.
Yine başa mı döndük..?
Hani şu umutların bittiği yere.Evet ben hep ordayım.Ve sanırım yerim sabit değişmiycek.
Sanşsızım doğuştan.Üzgünüm,halsizim.Şu an bitse herşey.Ya da belki bi 8-10 yıl sonrasına gitsek belki düzelirim.
Ya da "yaşamak ne güzel olur,hiç başlamamışsan"...diyebilirim

Sorun ne.??!
Asosyallik..?
-yok artık değil.
Özgüven.?!
-evet belki biraz.
Aile?
-Şu an için fazlaca.


Belkide içime biriken ve uzun zamandırda yazıya dökemediğim şeyler bunlar.Bilmiyorum.Belki şu an haksız yere yediğim azar yüzünden yazıyorum bunları.Ama sanmam.Uzun zamandır bloguma gerçekleri yansıtmıyomuşum.Hep saçmalamışım nerdeyse.Eskisi gibi dökememişim içimi.

Her nereye gidersen
Kendinle yüzleşirken kimse duymaz yalan söyle
Terkettiğin şehirler yarım kalmış şiirler
Sustukların büyür içinde.(gripin)

Belkide;

Aslında kendi elimin kiriydim kendi lekemi çözemedim.
Aynalarınızın yansımaları gözlerimi kamaştırmakta.
Aklım karmakarışıklaşmakta.
Şeytan en güzel sözleriyle sırnaşmakta. (s.kajmer)