25 Kasım 2012 Pazar

Yerine konmuyor mu acaba?

Hayatımıza onlarca insan giriyor her gün.Derin izler bırakanlar var,teğet geçenler var.Yaşıyoruz,paylaşıyoruz,ağlıyoruz,gülüyoruz beraber. Bazıları bağımlılık yapıyor,bazıları olmasa da oluyor. Kaybetmekten korkuyoruz,paylaşmak istemiyoruz. Kıskanıyoruz bazılarını,"sadece beni sevsin " diyoruz.Bir arkadaş oluyor bu belki,bir dost,bir sevgili belki.Bir şeyler eksiliyor zamanla,sevgi belki ya da paylaşılan şeyler bitiyor işte bilmiyorum. Birileri gidiyor,birileri kalıyor zamanla. Giden başkasına gidiyor ya da gitmeyi tercih ettiği için canı yanmıyor,değer vermeyi bilmediğinden kalbi acımıyor.
Peki ya kalan ?
Kalan bekliyor.Sevdiği bir şarkının nakaratını bekler gibi,yağmurundan sonra gökkuşağını bekler gibi,her an döneceğinden eminmiş gibi bekliyor. Yeni insanlar çıksa da karşına bekliyor,unutsa da bekliyor,nefret etse de bekliyor.Neden bekliyor?
Çünkü yerine koyamıyor. Ya da yerine koyacak kimse çıkmıyor karşısına.Her insan aynı mı? Herkes herkesin yerine geçebilir mi?
Kalanlar için asla,ama gidenler için öyle. Çünkü gidenler hayatı basit yaşıyor,değer vermek nedir bilmiyor. Onların kalbi herkese aynı atıyor.



Ne dersin blog,birinin yerini başkası doldurabilir mi? İnsanlar bu kadar basit mi?
Bence değil.

Öyle.

"Anladım ki hiç kimse hiç kimse sen değil,

Hiç kimse senin kadar umuduma yol değil."

2 Kasım 2012 Cuma

Yokum Ben.

Hani bazen kendini değersiz hissedersin,çok değersiz,hiç gibi hissedersin.Varlığının ziyan olduğunu düşünürsün. Kendini ama şu bana değer veriyor,bu beni seviyor diye avutursun ,işe yaramaz.
Böyle kimsenin umurunda olmayayım. İnsanlar etrafımda yaşasınlar gitsinler ben yokmuşum gibi.İşte öyle blog. Yokum ben,hiçim ben,bu aralar çok değersizim ben.

27 Ekim 2012 Cumartesi

Ne İş ???

Kulaklarında müziğinle ve derin düşüncelerinle uykuya dalarsın.Mis gibi bir uykunun ardından,gözünü açar açmaz,ellerin telefonunu arar. Hıh,evet yastığının altındadır. Ama ne yazık ki,ne mesaj ne de bir çağrı vardır.Bu seni yıkmaz,hemen facebook'a girersin,bildirimler,mesajlar,yorumlar. Evet ,olay tamamdır. Bakman gereken profilleri,gereksiz paylaşımların olduğu anasayfanı kontrol ettikden sonra "geriye ne kaldı ki?"diye aklından geçirirsin. Imm,evet ya twitter..Hemen bir günaydın tiviti atarsın felan. Kulaklıklarını takar kahvaltını hazırlamaya koyulursun..
Düşünceler,düşünceler,düşünceler...
"Sadece evde yüzüm asık,dışarıda sempatik takıldım." Dışa vurmasanda beynini kemirir düşünceler,kurtuluşun yok.
İşte böyle olmamalı,bu değil hayat.
Beklenen,yapmam gereken bunlar değil.
Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum ama ne yapmamam gerektiği aşikar.
Hadi Selametle Blogcum .

7 Temmuz 2012 Cumartesi

Anı.

Aynı masada oturan iki farklı insan. İki farklı dünya. Bazen aynı masada oturmak dostluk gerektir,bazen aşk gerektirir,bazen ise nefret.
O masada kurulan iki ayrı cümle,iki bardak çay,sıcacık bir gülümseyiş.
Bir semt hep aynı insanı nasıl hatırlatır.?
 
Bir şehir..
İki kıta..
İki insan,iki çay,üç şeker..
Yıllar.

Yollar yine kesişir yeter ki cesaret olsun.Kimse üzülmesin, (babalar asla ).Tatil yeni başlamışken,geri dönüş fikri canımı sıkmaya başladı. Bu aralar bir mucize bekliyorum sanırım.Burada kalmam gerek :)
Şartlar tamam,babam ? Neyse yıllar sonra gülerek hatırlayacağım bu  yazdıklarımı. Şimdilik zamana bırakıyorum.Sustum
Seni de ihmal ediyorum sevgili blogcum. İstanbul özlemim bi geçsin,sana da vakit ayırıcam,düzenlicem felan .

"Belki bir gün biz de bir şiirde karşılaşırız.."

10 Haziran 2012 Pazar

Sitem..

Dile getirilmesi çok zor şeyler var bu hayatta. Söylerken nefesinin kesildiği,kelimelerin birbirine dolandığı anlar var. Susarak anlaştığın,ismini telaffuzda dahi zorlandığın insanlar var.
Ne bileyim mesela; çok zorlanır aşkını itarafta insan,mutluluğunu paylaşırken uçuşur kelimeler heyecandan..
Acı haberler vermek zordur,kelimeler hüzünde boğulur çoğu zaman. Daha bir dolu zaman var böyle kelimelerin eksik,cümlelerin yarım,duyguların karşılıksız kaldığı..
Bu ara en çok kurcalayansa aklımı "sitem". İnsanın içinde biriktirdiği,zamanla çekip giden ve hep bir yerlerde dile getirilmeyi bekleyen cümlelerin toplamı.Nasıl dile getirmeliyim,nasıl içimden atmalıyım bilmiyorum.
Öyle işte blog.

Hı,bu aralar ne dinliyoruz ?

"Kalksam duraktan dolmuş gibi
  Arka koltukta unutulmuş gibi
  Terliklerimle, gelsem sana
  Sonunda aşkı bulmuş gibi.."
                                                     . . .